• Anasayfa
  • Hakkında
  • Jinekoloji
    • Jinekolojik Enfeksiyonlar
    • Genital Estetik
    • Aile Planlaması ve Kürtaj
    • Menopoz
    • Rahim Sarkması
    • İdrar Kesesi Sarkması ve İdrar Kaçırma
    • Kısırlık
  • Gebelik
    • Gebelik Öncesi Danışmanlık
    • Gebelik Takibi
    • 4 Boyutlu Ultrason (4D USG)
    • Fetal Görüntüleme (Fetal MR)
    • Riskli Gebelik
    • Gebelik Kayıpları
    • Dış Gebelik
  • Makaleler
  • İletişim
  • 444 1 253
  • iletisim@aysunsavasefesoy.com
Online Randevu
Aysun Savaş Efesoy
  • Anasayfa
  • Hakkında
  • Jinekoloji
    • Jinekolojik Enfeksiyonlar
    • Genital Estetik
    • Aile Planlaması ve Kürtaj
    • Menopoz
    • Rahim Sarkması
    • İdrar Kesesi Sarkması ve İdrar Kaçırma
    • Kısırlık
  • Gebelik
    • Gebelik Öncesi Danışmanlık
    • Gebelik Takibi
    • 4 Boyutlu Ultrason (4D USG)
    • Fetal Görüntüleme (Fetal MR)
    • Riskli Gebelik
    • Gebelik Kayıpları
    • Dış Gebelik
  • Makaleler
  • İletişim
Instagram Facebook Youtube

Doğum

Hamilelik dönemi, ebeveynler için en heyecanlı dönemlerden biridir. Her ailenin en büyük isteği, çocuklarını sağlıkla kucağına almaktır. Hamile kaldıktan sonra özellikle anne adaylarının aklında pek çok soru belirmektedir. Doğumun ne zaman gerçekleşeceğinden, hangi yöntemle olacağına kadar birçok sorunun tek bir doğru cevabı yoktur. Her bebek ve anne özeldir. Bu nedenle büyük bir özen ve dikkatle geçirilmesi gerekilen bu dönemin, bir kadın doğum uzmanı tarafından takip edilmesi gerekmektedir.

Doğum Çeşitleri Nelerdir?

Anne adayları, hamilelik haberini aldıkları andan itibaren doğum sürecini düşünür. Bebeğin sağlıklı gelişimi ve doğumun nasıl gerçekleşeceği için ebeveynler için büyük önem taşımaktadır. Gebeliğin ilk haftalarında doğum şekli, bebeğin ve annenin anatomisine göre tam olarak belirlenemez ancak ilerleyen haftalar, doğumun nasıl olacağı yönünde ipuçları vermektedir. Kadın doğum uzmanının bu konuda aileleri yönlendirmesi oldukça önemlidir. Bebeğin ve annenin anatomik durumuna göre en doğru doğum yöntemi tercih edilir. Tıbbın ilerlemesi ve teknolojik gelişmeler farklı doğum yöntemlerini de ortaya çıkarmıştır.

Normal Doğum

Yüzyıllardır kadınlar normal doğum ile bebeklerini dünyaya getirmektedir. Doğal doğum olarak da adlandırılan bu yöntem; ilaç, ağrı kesici ve hiçbir tıbbi müdahale olmadan gerçekleştirilir. Doğum rahimde kasılmalar ile başlar. Hamileliği 37 ile 42. haftalarında gerçekleşen normal doğum, kasılmaların sonucu olarak, bebeğin vajinal yoldan çıkışı ile son bulur.

Normal doğumun üç aşaması vardır. İlk aşamada rahimde 10 ile 15 dakikada bir kasılmalar gerçekleşir. Bu kasılmalar yaklaşık olarak 14 ile 16 saat arasında sürebilir. Rahim ağzının 8-10 cm arasında açılmasının beklendiği bu süreçte, zaman ilerledikçe kasılmaların şiddeti de artar. Kasılmaların hissedilme sıklığı 2-3 dakika arasına düştüğünde, normal doğumun ikinci aşamasına geçilmiş olur. Bu aşama annenin itme ve ıkınma hareketleri ile birlikte bebeğin vajinal yoldan çıkışı gerçekleşir. Bebeğin dünyaya geldiği bu aşama çok kısa sürebildiği gibi bazı durumlarda saatlerce devam edebilmektedir. Son aşamada ise plasenta rahimden ayrılır ve doğum tamamlanmış olur.

Hekim tarafından aksi belirtilmediği takdirde, normal doğumun birçok avantajı bulunmaktadır. Sağlık açısından herhangi bir olumsuzluk yoksa, kadınlar genellikle normal doğum tercih etmektedir. Herhangi bir ilaç kullanılmadığı için normal doğumda uyuşukluk hissi olmaz ve anneler uyanık oldukları için bebeklerini doğduğu an görebilme şansı yakalamış olur. Normal doğum yapan kadınların vücudunun, doğum anında ağrı kesici verilen kadınlara nazaran daha fazla endorfin hormonu salgıladığı tespit edilmiştir. Endorfin hormonu sayesinde anneler, normal hayata daha çabuk adapte olabilir. Aynı zamanda, normal doğum yapan kadınların, doğumdan sonra daha az ağrı çektikleri bilinmektedir.

Sezeryan Doğum

Normal doğumun riskli görüldüğü durumlarda, sezeryan doğum tercih edilmektedir. Bu yöntem uzman hekimin tavsiyesi ile uygulanmaktadır. Sezeryan doğumda, anneye spinal, epidural veya genel anestezi uygulamalarından birisi yapılır. Anne karnına ve rahmine kesi atıldığı için bu yöntem cerrahi bir müdahale olarak nitelendirilmektedir. Kadın doğum uzmanı tarafından, anne veya bebeği tehdit eden bir durum tespit edildiğinde ve tıbbi müdahalenin getirdiği riskler göz önüne alınarak sezaryen doğum yöntemi tercih edilebilir.

Sezaryen Doğum Hangi Durumlarda Tercih Edilir?

  • Bebeğin doğum için ideal pozisyonda olmaması
  • Bebeğin idel ölçülerden daha büyük olması
  • Plasentanın erken ayrılması
  • Bebeğin kalp atışlarının düşük olması
  • İlk gebeliğin 35 yaşından sonra olması
  • Annenin psikolojisi

Ülkemizde sezaryen doğum, normal doğumdan sonra en çok tercih edilen doğum yöntemidir. Bunun yanı sıra Sağlık Bakanlığı ve alanında uzman olan pek çok hekim, sezaryen yönteminin, normal doğumun mümkün olmadığı durumlarda tercih edilmesini önermektedir. Tüm dünyada kadınlar normal doğuma teşvik edilmektedir. Sezaryen doğumun avantajlarından biri, anne adaylarının normal doğuma oranla çok daha az ağrı ve acı çekmeleridir. Bunun yanı sıra sezaryen doğumun olumsuz yönleri, normal doğuma göre daha fazladır. Bunlar;

  • Anne anestezi aldığı için uyuşukluk hisseder
  • Karın katları kesi ile tek tek açıldığı için iyileşme süreci daha uzundur
  • İyileşme süreci annenin bebeğiyle kuracağı ilk teması olumsuz yönde etkileyebilir
  • Cerrahi bir operasyon olduğu için ameliyat risklerini barındırmaktadır
  • Bebeğin akciğerindeki sıvı, normal doğuma göre daha zor atılır ve bebekte geçici solunum problemleri ortaya çıkabilir.

Ancak anne ve bebeğin sağlığını tehdit eden durumlar söz konusu olduğunda sezaryen doğum, hayat kurtaran bir operasyondur. Bu nedenle ebeveynler doğuma mutlaka kadın doğum uzmanının söylediklerini göz önünde bulundurarak karar vermelidir ve süreç hakkında detay almalıdır.

Suda Doğum

Suda doğum yöntemi, son dönemlerde anneler tarafından sıklıkla tercih edilmeye başlayan bir doğum yöntemidir. Normal doğuma alternatif olan suda doğum yönteminde, 35-37 derecelik ılık su içerisinde doğum gerçekleştirilmektedir. Ilık su ile anneye rahatlatıcı bir etki yaratmak amaçlanmaktadır. Bu sayede doğum sırasında ağrı kesici ya da suni sancıya gerek olmadan doğum gerçekleşir.

Bilim insanları, suda doğum sırasında daha fazla endorfin hormonu salgılandığını kanıtlamıştır. Anne adayının gevşemesi ve daha kolay bir doğum yapmasını sağlayan bu yöntem sayesinde, stres ve kaygı düzeyi minimize edilmiş olur. Suda doğumun bir başka avantajı ise, 9 ay boyunca anne karnında suda kalan bebeğin, yine su ortamına geçtiği için şok yaşamasının önüne geçilmiş olur.

Suda Doğum Yapılamayan Durumlar

Bazı durumlar suda doğum yapılmasına engel teşkil etmektedir. Uzman hekim bu konuda ebeveynlere gerekli bilgileri vermektedir. Bu durumlardan bazıları şu şekildedir;

  • Erken doğum
  • Bebeğin ters gelmesi
  • İkiz gebelik
  • Aşırı kanama
  • Genital uçuk

Genel olarak ikinci ya da üçüncü doğumlarda tavsiye edilen bu yöntemde, doğumu yaptıraca olan doktor ve ekibinin deneyimli olması oldukça önemlidir. Ayrıca ortamın steril olması ve acil bir durum söz konusu olduğunda sudan çıkışın hızlı bir şekilde yapılabileceği koşulların sağlanması da gerekmektedir.

Doğum Ne Zaman Gerçekleşir?

Sağlıklı ve zamanında doğumun 37 ile 42. haftalar arasında gerçekleşmesi beklenmektedir. Bebeğin gelişimini tamamlamasının ardından, annede rahim kasılmaları ve düzenli sancılar ortaya çıkar. Bazen rahim ağzındaki kanlı ve mukuslu tıkacın atılması (nişan gelişi) ve annenin suyunun gelmesi de doğumun habercisi olan durumlar arasında yer almaktadır. Bu belirtiler meydana geldiğinde anne adayının, kadın doğum uzmanına ulaşması ve hastaneye gitmesi gerekmektedir.

Doğumdan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Her aile, sağlıkla bebeklerini kucağına alacağı günün hayalini kurar. Sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek isteyen anneler, hamilelik sürecinden sonra bazı alışkanlıklarından vazgeçmek zorunda kalır. Hamilelik döneminde yapılması gerekenlere uyulması halinde, anne ve bebeği rahat bir gebelik dönemi geçirir. Anne adaylarının doğum öncesinde özellikle dikkat etmesi gerekenler şu şekilde sıralanabilir;

  • Sağlıklı beslenmek
  • Besin değeri yüksek ürünler tüketmek
  • Bebeğin beyin gelişiminin sağlanması için Omega-3 kaynaklı balıklar tüketmek
  • Yüksek cıva içeren balıkları yememek (Kılıç, kiremit, kral balığı vs.)
  • Günde en az 2 litre su içmek
  • Sigara ve alkol tüketmemek
  • Aşırı kahve, çay, gazlı içecek ve çiğ süt içmemek
  • İşlenmiş gıda ve doymuş yağ içeren ürünler tüketmemek
  • Yağlı ve baharatlı yiyeceklerden sakınmak
  • Aşırı sıcak ortamlara girmemek (Buhar banyosu, sauna, jakuzi vs.)
  • Ağır kaldırmamak ve yorucu hareketlerden kaçınmak
  • Stresten uzak durmak
  • Yüksek topuklu ayakkabı giymemek
  • Radyasyon yayan görüntüleme cihazlarından uzak durmak (Röntgen vs.)
  • Hasta olan kişilerle yakın temas halinde olmamak
  • Eğitmen gözetiminde egzersiz yapmak
  • Bebek ve anne sağlığı için fazla kilo almamak
  • Doktorun önerdiği ilaç ve vitaminleri kullanmak
  • Kedi kumu temizlememek ve kedilerden uzak durmak
  • Günde 7 ile 9 saat arasında uyumak
  • Pamuklu ve yüksek belli iç çamaşırları ile göğüsleri rahat ettirecek sütyenler tercih etmek
  • Pamuklu ve bol kıyafetler giymek
  • Beli sıkan kemer ve pantolon giymemek
  • 6 saatten fazla araba, otobüs ve tren yolculuğu yapmamak
  • Uçak yolculuğu için mutlaka doktor onayı almak
  • Çoğul gebelik söz konusu ise 6.aydan sonra cinsel ilişkiye girmemek.

Philadephia

4352 Market St
#3200 Philadelphia, PA 19103
(215) 569-0455

New Jersey

6 Split Rock Drive
Cherry Hill, NJ 4563
(856) 323-9746

Asia Pacific

343 Main St
#232 Singapore, SG 67867
(657) 898-0455

Europe

89 Kingstreet St
#3200 London, PObox 19103
(433) 896-0455

Facebook Instagram Youtube
© Copyright 2022 - Op. Dr. Aysun Savaş Efesoy
EFESOY ÖZEL SAĞLIK HİZMETLERİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ
Created by Brunos Digital